Yalnızca Bir Görüntünün Sizi Yıllar Öncesine Götürmesi Ne Garip

Cam Kenarı

Otobüsteyken, yolda kasa kasa patates taşıyan bir kamyonun geçtiğini gördüm. Birden başıma ağrı girdi nedense, durduk yere, öylece. Halbuki karamsar bir ruh halinde de değildim, yalnızca geçmişe ait bir anı, kötü bir anı gelmişti aklıma. Bugün kilolarca patates alıp, o patatesten farklı farklı yemekler yapabilmenin verdiği rahatlık, geçmişte de olsaydı, ne olurdu diye düşündüm, düşünerek yolları bitirdim hatta az kalsın ineceğim durağı kaçırıyordum.

Küçükken, çuval çuval patates satan bir adam vardı. Annem patates almış, parasını sonra öderiz demesine rağmen ödeyememişiz. Babam iş bulamıyordu, bulsaydı bile çok zayıftı sürekli hastalanıyordu.

Borcumuzu ödeyememek boynumuzu büküyordu. Adam her gelip borcunu istediğinde ödeyeceğimizi söylüyordu annem. Fakat bir süre sonra çok ısrarcı olmaya başladı. Ne zaman o adam bizim sokaktan geçse, annem evin pencerelerini kapatıyor, kapıyı kilitliyor ve beni de alıp arka odaya geçiyor, saklanıyordu.

Adam kamyonuyla sokaktan geçmesine rağmen, evin içerisinde arka odada, çıt çıkarmadan korkuyla adamın gitmesini beklediğimi hatırlıyorum. Adam parasını istiyordu ancak para olmadığı için de veremiyorduk haliyle.

Yine bir gün adam kamyonu ile bizim sokağa geldiğinde, annemle saklandık. Annemin işleri vardı, bıraktı ve beni apar topar eve soktu, kapıyı kilitledi, pencereleri kapattı. Evde kimse yokmuş izlenimi veriyorduk. Kapıya gelir bağırır bağırır gider diyorduk. Ancak adam bir süre sonra yaptığımız şeyi anladı ve bir gün gitmek yerine evimizin kapısını yumruklamaya başladı.

Hayatın Zorlukları

Evin kapısı tahtaydı, zorlasa kırabilirdi kapıyı da. "İçerdesiniz biliyorum! Açın kapıyı, parayı verin!" diye bağırıyor, kapıyı yumrukluyordu. Ağladığımı bile hatırlamıyorum, yalnızca kapının iç tarafında annemle birlikte var gücümle kapıyı itiyor, adam içeri girmesin diye mücadele ediyordum. Bize bir şey yapacak korkusu bütün iliğime işlemişti sanki. Annemin çaresizliği, adamın ısrarla kapıyı yumruklayışı, tekmeleyişi, bütün gücümle kapıya asılmamı sağlamıştı. Kendi kendime, "Babam gelsin de sen gör." diye düşünüyordum. Kaç yaşındaydım? 5? 6? Yeterince şey gördüğüm bir yaş. Yeterinden çok ama çok fazla şey gördüğüm bir yaş.

O gün adam o kapıyı açmayı başaramadı. Annemle verdiğimiz mücadeleyi kazandık. Komşuların tepkileri galiba onu kaçırdı, bilemiyorum. Sadece çok sonrasında korktuğumu anımsıyorum.

Elbette adama parasını ödedik sonra, babam bir iş bulup çalışınca, ilk onun parasını verdik. Sonuç ne oldu peki? Bugün, aradan geçen yıllardan sonra, yolda gördüğüm patates dolu bir kamyonla hatırladığım korku dolu bir anı kazındı aklıma. Bugün yediğim her lokma, içtiğim bir bardak su benim için kıymetli bu yüzden. Asla nankörlük edemem. Hayat ne zor değil mi? Neden böyle zor bir hayatımız oldu hiç bilmiyorum. O kadar çok anım var ki, hangi birini yazsam rahatlarım, hafiflerim? Hangi birini paylaşsam içime dert olmaktan kurtarırım o anıları? Ben de bilemiyorum.

Daha yeni Daha eski

İletişim Formu