Yazarınız bu aralar gerçekten çok ama çok sakar olmaya başladı. Gerçi, o kendini bildi bileli sakar ama yine de, şu sıralar, bu halinin dozu biraz artmış durumda. Çünkü bu kadar da olmaz diyorum kendi kendime. İşaret parmağı ile gösterilecek duruma geldim. Sen kendinden hiç haberdar değil misin? soruları da cabası. Sürekli bir yerlere çarpıyorum, ellerim kollarım yara çizik içerisinde. Nasıl olduysa ayağımı burkmuşum hiç ama hiç haberim yok, ayağım şişince ve artık üzerine basamayacak duruma gelince fark ediyorum. Ayağının burkulduğundan kimin haberi olmaz ki? Acaba ben yaşadığımdan haberdar mıyım? Gülüyorum, gülerek bu yazıyı yazıyorum çünkü artık gülünecek duruma gelmişim.
Annem özellikle sen sakarsın dikkat et demeye başladığı için ekstra gülüyorum desem yeridir. Özellikle son aylarda yeni yeni hitaplar edindim (aman yarabbi ne hitaplar hem de!) ama sakar Esra, bunlardan sonuncusu olmuş durumda. Hak da veriyorum, çünkü gerçekten sakar olabiliyorum. Güler misin ağlar mısın durumu var biraz da.
Siz de Benim Kadar Sakar mısınız?
Eller özellikle titiz olmak için birkaç kez yıkanırken o sabun şişesini mutlaka deviriyorum, kapının koluna mutlaka takılıyorum, yemek yaparken, bir şeyler soyarken mutlaka elimi de kesiyorum, (Annem canım annem, Esra özü yedirmezsen bize rahat edemiyorsun diyor!) özellikle dikkat ettiğim bir şeyi mutlaka düşürüyorum ya da kırıyorum.
Kahve vs. tepsisi taşırken mutlaka döküyorum çünkü ellerim sürekli titriyor. Bir keresinde ortaokuldayken camdan dışarıya bakmak istemiştim, pencerenin camını o kadar güzel silmişler ki, parlaklıktan camı göremeyip cama kafa atmıştım. Cam kırılmış, alnım kanamıştı ve ben şokla oturmuştum öyle.
Kafamı kırmadığıma dua ediyorum ya neyse bu sakarlıkla. Sayamadığım daha çok sakarlığım var. Örneğin, kedi dostlarıma yemek verirken, onlar ayaklarıma dolanıyor diye, kaç kere düşmüşümdür yere. Uykumda bile rüyamda uçurumdan düştüğümü zannederken, yataktan düştüğüm anlar da çok olmuştur. Nasıl bir insanım acaba?
İşin komik tarafı, yaşadığım sakarlıkların geldiklerini görememem ya da onları yaşadığımı hatırlamamam. Bir keresinde klavyede hızlı yazmaktan el kemiğim adeta yerinden çıkmış, elimin üzerinde şiş bir görüntü oluşturmuştu, daha sonra kemik yerine oturtuldu ancak hala kemik orada çıkıntı yapmakta. Bu yüzden sol elim, her zaman sağ elime oranla daha güçsüzdür.
Ben bu durumu, artık elimi kullanamama noktasına geldiğimde fark etmiştim. Gerçekten, kendimden bihaberim galiba. Özellikle şu sıralar sakarlığım tutmuş durumda ve buna ekstra dikkat etmeye çalışırken, işleri daha da batırıyorum galiba. Çünkü kollarıma, bacaklarıma vs baktığım zaman “Aaa! bu yara ne zaman olmuş acaba?” diye uzun uzun düşünen kim vardır Allah aşkına? Sakar Esra.